Büyük Aile Buluşması’na Dair Ailelerimizin Açıklaması

17 EYLÜL PAZAR GÜNÜ İSTANBUL’DA YAPILMASI PLANLANAN “BÜYÜK AİLE BULUŞMASI”NA DAİR ORTAK AÇIKLAMAMIZ

17 Eylül Pazar günü İstanbul’da bu yıl ikinci kez düzenlenecek olan sözde LGBT Dayatmasına Karşı “Büyük Aile Buluşması” toplumu LGBTİ+’lara ve ailelerine yönelik ayrımcılığa ve nefret söylemine teşvik eden bir eylemdir ve bu nedenle bir suçtur.

Geçen sene de söylemiştik. Tekrarlayalım: 

Biz çocuklarını koşulsuz seven ve her şartta onların yanında olan aileleriz. Bizim çocuklarımız, eşcinsel, biseksüel, trans, interseks yani tüm insanlık gibi çok renkli ve çeşitli cinsel yönelim ve/veya kimliklere sahip. Bizler çocuklarımızı cinsel yönelim ve/veya cinsel kimliklerinden bağımsız olarak kucaklıyoruz. Her aile gibi bizler de çocuklarının toplum içinde sağlıklı bireyler, eşit yurttaşlar olarak yaşayabilmeleri için onların yanında duran, birbirine sevgi ile bağlı olan aileleriz. 

17 Eylül Pazar günü yapılacak olan yürüyüş bir “aile yürüyüşü” ise bizim ailelerimiz bu yürüyüşün neresinde? Bu yürüyüş bizleri dışlayan, çocuklarımızı hedef gösteren, toplumu onlara karşı ayrımcılığa teşvik eden ve nefret söylemini cesaretlendiren bir yürüyüştür. Bu yürüyüş çocuklarımızın kendi ülkelerinde eşit yurttaşlar olarak var olma haklarına bir saldırıdır.  

Bizim çocuklarımız hayatın her alanında sadece eşit yurttaşlar olarak var olma haklarının mücadelesini veriyorlar, kimseden daha fazlasını istemiyorlar, kimseye bir şey dayatmıyorlar, kimseyi tehdit etmiyorlar.  Bizim çocuklarımız insanlık var olduğundan bu yana var olan, bugün ve ileride de hayatın her alanında birlikte yaşayacağınız arkadaşınız, öğrenciniz, öğretmeniniz, doktorunuz, avukatınız, vekiliniz, bakkalınız, her gün selamladığınız komşunuz, kardeşiniz ve hatta belki de sizin çocuğunuzdur. Bizim çocuklarımız bu toplumun, tarihinin, kültürünün, bugününün ve yarınının ayrılmaz bir parçası, eşit yurttaşlarıdır. 

Onların toplumdan dışlanmasına, toplumun içinde sağlıklı, üretken bireyler olarak yaşama haklarının ellerinden alınmasına ve hedef gösterilmelerine izin vermeyeceğiz. 

Bu yürüyüşü düzenleyen, kendinde bütün toplum adına konuşmak yetkisini gören bu gruba, dışlayıcı, ayrımcı nefret söylemlerinin değil “aileyi korumak” aksine tüm toplumu ayrıştırmaktan başka bir işe yaramadığını tekrar hatırlatmak istiyoruz. 

Tüm toplumumuzu, Türkiye’nin pek çok acil ve yakıcı sorunla baş etmeye çalıştığı bir dönemde sanki ülkemizin en büyük sorunu bizim rengarenk çocuklarımızmış gibi, onları “LGBT” diye bir kısaltmanın içine hapsederek suni bir gündem oluşturma çabalarına, kendi politik çıkarlarına alet etmeye çalışanlara, toplumun huzursuzluğunu en kolay hedef olarak  seçtikleri bir grup insana karşı ayrımcılığa yönlendiren ve nefreti körükleyenlere karşı uyanık olmaya çağırıyoruz. 

Bizim çocuklarımız en doğal hakları olan var olma hakları için bile yürüyemezken bırakalım onlar yine yürüsün, yürüsünler ki bu toplumun bazı çocuklarını dışlayan, yok sayan hatta onlara karşı nefreti, düşmanlığı körüklemeye devam edenlerin kimler olduklarını yine hatırlayalım. 

GEÇEN YIL SORDUĞUMUZ VE CEVABINI HENÜZ ALAMADIĞIMIZ SORULARIMIZI YİNELİYORUZ: 

“Büyük Aile Buluşması” derken neyi kastediyorsunuz?  Çocuklarımızı koşulsuz seven, sağlıklı bireyler olarak yetişmeleri için elimizden geleni yapan bizler aile değil miyiz?

  • “Aileyi korumak” için yapıldığı söylenen “Büyük Aile Buluşması”na biz eşcinsel, biseksüel, trans, interseks aileleri olarak gelirsek bizleri de koruyacak mısınız? 
  • LGBTİ+ karşıtı olarak düzenlenen bu yürüyüşe izin veren siyasi irade  LGBTİ+’ların, kadınların, öğretmenlerin, doktorların vb. anayasal haklarını kullanacakları yürüyüşlere ve gösterilere ne zaman izin verecek?
  • Her yurttaş gibi, vergilerini ödeyen, farkında olmasanız da herkes gibi mesleği, birikimi ve donanımıyla topluma katkıda bulunan eşcinsel, biseksüel, trans, interseks bireylerin de eşit yurttaşlık haklarına sahip olduğunu, bir aileleri olduğunu ve bir gün sizin de ailenizden olabileceğini ne zaman kabul edeceksiniz?

“NEFRETE DEĞİL, HAYATA SES VER!”

Bizler 17 Eylül Pazar günü “Büyük Aile Buluşması”nın yapılacağı saatlerde “Nefrete değil, hayata ses ver!” diyerek, ayrımcılık yerine bütün renkleri ile hayatı savunan “Büyük Hayat Buluşması”nı izleyeceğiz. Sizi de bekleriz.

Büyük Hayat Buluşması canlı yayın bağlantısı: 

https://www.youtube.com/live/bQ5fR-nmSR4?si=BE_Q9Gt_5hb6FYfU

Akdeniz Antalya Aileleri Grubu
Denizli LGBTİ+ Aileleri Grubu
GALADER- Ankara Gökkuşağı Aileleri Derneği
İzmir LGBTİ+ Aileleri Grubu
LİSTAG- LGBTİ+ Aileleri ve Yakınları Derneği

Benim Çocuğum: Bir Queer Annesinin Hikayesi

‘Benim Çocuğum’ belgeselini ilk izlediğimde, benim çocuğum bana yeni açılmıştı.  Bazı durumları/kavramları/olayları ancak başına geldiğinde anlıyor insan. Bildiğini sandığı bir konuda ne kadar cahil olduğunu da fark etmek, ne kadar gereksiz önyargı ve yanlış bilgi biriktirdiğini görmek acı veriyor.
Kızım bana açıldı, bana kendini anlattı. İçimde bir yerde şüphesini hep duyduğum, bilerek ya da bilmeyerek üzerini örttüğüm, ama bir türlü konduramadığım gerçekle yüzleşmek hiç kolay olmadı. Ama aslında bir o kadar kolaydı.    O aşıktı, genç bir kadına aşıktı, böyle mutluydu. Denklem basitti aslında, o mutluysa ben de mutluydum. 

Yüzleşme Anında Duyulan Sorular

O ilk yüzleşme anında dünya etrafımda dönerken aklımın içinde de binlerce soru uçuşuyordu.  Nasıl fark edemedim? 
Neden daha önce anlayamadım? 
Ben nasıl bir anneyim? 
Nerede hata yaptım? 
Ben çocuğumu büyütürken onu istemediği bir sürü saçma şeye nasıl zorladım? 
Hep erkek çocuklarla spor yaptı, nasıl anlamadım? 
Pembe rengi hiç sevmezdi, nasıl fark edemedim? 
22 yaşına kadar hiçbir erkekle flört etmedi, nasıl şüphelenmedim? 
Erkek reyonundan giysi seçmeyi severdi, bundan da mı huylanmadım? 
Benim yüzümden mi oldu?
Çocuğum mutlu olacak mı? 
Anne-baba olarak nasıl bir model çizdik biz? 
Hayatı hiç kolay olmayacak, peki ben onu koruyabilecek miyim? 
Ya başına kötü bir şey gelirse?
Çocuğum güvende olacak mı? 
Nelere maruz kalacak? 
Babası duyunca ne diyecek? 
Çevremizdekilere nasıl açıklayacağız? 
Çocuğumun hayatını kolaylaştırmak için ne yapabilirim?   Ben bundan sonra ne yapabilirim?
Ben ne yapabilirim? 

Ferahlama ve Kabul Sürecİ

O ilk yüzleşmenin hemen ardından sanki hiçbir şey olmamış gibi yoluma devam ettim. Nasıl bu kadar çabuk kabule geçtim, nasıl hemen uyumladım kendimi hiç bilmiyorum. 
Sanki bir tiyatro sahnesinde başrol oyuncusuydum ve rolümün de hakkını veriyordum. 
Sırtıma bir kırmızı pelerin geçirmiş, süper güçlerimi cebime koymuş, hayallerimin enkazının üzerinde yürüyerek ayağıma batan taşlara ve ara sıra tökezlememe rağmen “acımadı ki acımadı ki” diye ilerlemeye çalışıyordum…
Her düşündüğümde tekrar şükrediyorum; çok şanslıyım ki çevremde beni anlayacağını bildiğim canlar vardı. İşte onların tavsiyesi üzerine izledim “Benim Çocuğum”u… 
İyi ki izledim.
Ferahladım. 
Hafifledim.
Yeri geldi boğazım düğümlendi, gözyaşlarım özgürlüğünü ilan etti, hem ağladım hem güldüm, yeri geldi ruhum elinde pankartla onlarla birlikte yürüdü. 
Her duygunun içinden onlarla birlikte geçtim, çok ama çok iyi geldi. 
Gördüm ki aklımdaki o binlerce soru, korku, endişe sadece benim aklıma gelmemişti. 
İzledikçe bazı soruların cevapları netleşti, bazı sorular da evrildi. Bu kez çocuğumu ve ihtiyaçlarını daha doğru anlamaya yönelik sorular canlandı içimde…
Acaba kendi bedeninden memnun muydu? 
Kadın olmaktan mutlu muydu? 
Cinsiyetini değiştirmek istiyor muydu? 
Yaşadığı hayattan gerçekten de mutlu muydu? 
Psikolojik anlamda destek almak ister miydi? 
Benim nasıl destek olmamı istiyordu?
Tüm bu soruları sonradan kızımla da konuştum, aldığım yanıtlar da tatmin edici oldu benim için… 
Biraz daha ferahladım. 
Anladım ki önce durmam gerekiyordu. Sadece durmam. Çünkü durum hiç o kadar basit değildi. Böyle bir şey ilk defa başıma geliyordu, bu eğer bir sınavsa ben çalışmadığım yerden yakalanmıştım, önce bu durumu anlamam ve sindirmem gerekiyordu. Yaşayacağım tüm duyguları yaşayıp ancak öyle geçebilirdim içinden… 
‘Benim Çocuğum’da izlediklerim canımın yarasına merhem, ruhuma ağrı kesici oldu.   Ne yapacağımı bilemez bir halde serseri mayın gibi ortalıkta dolanırken, ekranın diğer ucundan uzanan hiç tanımadığım ama sanki bin yıldır dost olduğum şefkatli kollar beni sardı, sarmaladı. 
İçime sıcaklık, kalbime huzur doldu. 
Hissettiğim şey benim de çocuğumun da yalnız olmadığımızdı. 
48 yaşımda ben, 22 yaşındaki kızımla yeniden tanıştım. Bu tanışma bana hiç bilmediğim bir sürü şey öğretti. Önyargıları, şu meşhur el âlem ne der kaygılarını bir kenara fırlatıp attım.  Çocuk benim çocuğumdu, sevgisi içimdeydi.
Hayat yolunda şimdiye kadar hep el ele yürümüştük, şimdiden sonra da o eli hiç bırakmayacaktım.  
Her ne olursa olsun o benim mucizemdi, kıymetlimdi. 
Cinsiyetinin, cinsel yöneliminin ya da adına her ne deniyorsa onun önemi yoktu. Önemli olan tek şey canının sağlığıydı, mutluluğuydu. 
Her ne olursa olsun o benim çocuğumdu ve her zaman onun yanında olacaktım.   Çünkü o benim çocuğumdu, en güzeli de buydu…  

İmza: Bir Queer Annesi 

Destek için tıklayın.

15. Yıl Anketi: Görüşleriniz Bizim için Önemli

15. Yıl Anketimize Katılın!

Anketimize butona tıklayarak veya aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz.

LİSTAG olarak, 15 yıldır tüm insanların cinsel yönelim, cinsiyet kimliği ve cinsiyet ifadelerinin tanınıp, değer verildiği ve saygı duyulduğu bir gelecek için çalışmaya devam ediyoruz. Bu yolda dayanışmanın gücüne inanıyoruz, umut etmeye ve ettirmeye çalışıyoruz. Buradan yola çıkarak 15. yılımızın şerefine bir 15. Yıl Anketi hazırlamak ve siz değerli paydaşlarımızla paylaşmak istedik.


Sizleri anketimize katılmaya davet ediyoruz! Ankete verilen cevaplar analiz edilerek, siz değerli paydaşlarımızı daha iyi tanıma ve çalışmalarımızı değerlendirme konusunda katkı sağlayacaktır. Bize destek olmak için birkaç dakikanızı ayırarak anketimize katılmanız bizi çok mutlu edecektir. Çalışma hakkında daha fazla bilgi edinmek ve/veya varsa sorularınız için info@listag.org  e-posta adresinden bizlerle iletişime geçebilirsiniz.

Anketimize BURAYA TIKLAYARAK veya aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz:

https://docs.google.com/forms/d/e/1FAIpQLSfJSUZztFCJ5UOfkbhmdxywn70YrftsE99WX8HK2cvGfRQHxA/viewform?usp=sharing

LİSTAG 15 Yaşında!

2008 yılında İstanbul’da birkaç LGBTİ+ ebeveyninin bir araya gelmesiyle yolculuğuna başlayan LİSTAG 15 yaşında!  LİSTAG Aile Grubu olarak ilk başlarda yapabildiklerimiz sınırlı idi. Bir yandan aileler olarak birbirimizi yargılamadan dinler, destek olurken, diğer yandan çağrıldığımız her yerde hikayelerimizi anlatıyorduk. Çocuklarımız yanlış, bizler de yalnız değildik. Aklımızda olan en önemli şey ailelere destek olurken, çocuklarımızın da hayatını kurtarmaktı. Bugün ise sadece hikayelerimizi anlatmıyor, LGBTİ+ insan hakları ile ilgili her alanda ve  platformda sesimizi duyurmaya devam ediyor, LGBTİ+ların tam eşitliğe ulaşabilmeleri için gerekli kanun ve politikaların yapılabilmesi, toplumumuzda bu konuda farkındalık yaratılması için savunuculuk yapıyoruz. 

LİSTAG olarak 15 yıldır, LGBTİ+ ailelerine destek olmaya ve LGBTİ+ hakları savunuculuğu yapmaya, aile dayanışmasını her geçen gün kuvvetlendirmeye devam ediyoruz. 2008 yılında kurulduğumuzdan ve 2019 yılında resmi olarak dernekleştiğimizden bu yana, bilgilendikçe güçlenen ailelerin sayısı hızla artmaya devam ediyor. Aileler verdikleri hak mücadelesinin yalnızca çocukları için değil, kendileri için de olduğunun farkına varıyorlar. Bu bilince erişiyorlar. Geriye dönüp başardıklarımıza baktığımızda LİSTAG, Ankara, Antalya, Denizli ve İzmir’de aile grupları kurulmasına öncülük etmiş, milyonlarca insanın yaşamlarına ve gönüllerine dokunmuş ve LGBTİ+ ebeveynlerinin çekinmeden konuştuğu «Benim Çocuğum» adlı belgeselimiz  ile daha da büyük kitlelere ulaşıyoruz. 

Aynı zamanda Danışma Hattımızla, her ay ruh sağlığı uzmanlarıyla gerçekleştirdiğimiz toplantılarımızla, LGBTİ+ ailelerine yönelik yapmış olduğumuz yaz ve kış kamplarımızla, yayınlarımızla, söyleşilerimiz ve ulusal/uluslararası webinarlarla ailelerin hayatlarına ortak olarak, destek olmaya devam ediyoruz.  

LİSTAG olarak, tüm insanların cinsel yönelim, cinsiyet kimliği ve cinsiyet ifadelerinin tanınıp, değer verildiği ve saygı duyulduğu bir gelecek hayal ediyoruz. Bu doğrultuda, 15 yıldır dayanışmanın gücüne inandık, umut etmeye ve ettirmeye çalışıyoruz. 

Biliyoruz ki, aslında LİSTAG HAYAT KURTARIR!

‘’17 yıl sonra kızımın lezbiyen olduğunu öğrendim. Aynı anda, dünya insanın başına gerçekten yıkılıyormuş, onu öğrendim. Koskoca bir enkazın altında kalmıştım. Göz gözü görmüyordu. Nefes alamıyordum. Dünya durmuştu. Renkler solmuştu. Işık yoktu. Kızım kaybolmuştu. Çocuğumla yaşadığım sabit geçmişim yıkıntılar altındaydı. Geleceğe dair kurduğum hayaller yerle bir olmuştu.” *

Bu sözler bir LGBTİ+ ebeveynine ait. 

15 yıldır çocuklarının veya yakınlarının LGBTİ+ olduğunu öğrenip, bir nevi enkaz altında kaldığını hisseden ailelere ulaşmaya çalışıyoruz. LİSTAG olarak yolculuğumuza devam eder ve kendi tarihimizi yazarken, diğer yandan Türkiye’nin de tarihine tanıklık ediyoruz. Yaşanan her olayda ( Gezi direnişi, deprem ve sel felaketleri vb. )  LGBTİ+ ve insan haklarını savunmaya devam ediyoruz. 

Ülkece zorluklarla yüzleştiğimiz 2023 yılını da aynı destek ve dayanışma ile aşmayı umuyoruz.

LGBTİ+ların tam eşitliğe kavuştuğu bir geleceği birlikte inşa edip, kutlayacağımız günlere erişmek dileğiyle…

15. yılımız kutlu olsun! Dayanışma ve sevgi ile…

* Gökkuşağından Hikayeler kitabından alınmıştır. 

Gökkuşağından Hikayeler, Tilbe Saran’ın Sesinden Storytel’de

LGBTİ+ Ailelerinin Gerçek Yaşam Öyküleri, “Gökkuşağından Hikayeler” kitabımızda ve artık Storytel’de!

Bu kitaptaki gerçek yaşam öyküleri, LGBTİ+ ailelerinin hayatlarındaki farkındalık anından itibaren geçirdikleri zorlu süreci içtenlikle anlattıkları birbirinden değerli öykülerden oluşmaktadır. Kitap, LİSTAG (Lezbiyen, Gey, Biseksüel, Trans, İnterseks Aileleri ve Yakınları Derneği) çatısı altında bilgi, destek ve dayanışma arayışı içinde bir araya gelen ailelerin kat ettikleri cesur ve öğretici yolculukların gerçek yaşam öykülerini bir araya getiriyor. Bu yalnızca LGBTİ+ ailelerinin değil, aynı zamanda onlarla birlikte çocukları da dahil olmak üzere toplumda farklılık nedeniyle dışlanmış herkesin hissettiği yalnızlık, ötekileştirilme ve baskı gibi konulara da ışık tutmaktadır. Kitap, herkesin kendi hayat tarzını ve kimliğini kabul etmeleri için bir ilham kaynağı olarak okuyuculara seslenmektedir.

Gökkuşağından Hikayeler kitabımızda gerçek yaşam öyküleri okuyabilirsiniz.
Gökkuşağından Hikayeler kitabımızda gerçek yaşam öyküleri okuyabilirsiniz.

Bu aileler, çocuklarının toplumda dışlanma korkusu ile yaşadıkları zorluklardan ötürü okulda ve iş yerinde yanlarında olma mücadelesi vererek, benzer durumlarla karşılaşan ve destek arayan diğer ailelere yardımcı olmak, onlara ilham vermek ve güç vermek amacıyla gerçek yaşam öykülerini paylaştılar.

Ötekileştirmeye Karşı Gerçek Yaşam Öyküleri

Kitapta yer alan gerçek yaşam öyküleri arasında, LİSTAG babalarından Ömer’in hikayesi de bulunmaktadır. Ömer’in sözleri, çocuklarının yanında durmanın önemini vurgularken, aynı zamanda diğer ötekileştirilmiş gruplar için de dikkate değer bir mesaj içermektedir. Bu mesaj, hepimizin bireysel tercihlerimizi ve yaşam tarzlarımızı seçebilme özgürlüğüne sahip olmamız gerektiği yönündedir. Dolayısıyla, Ömer’in hikayesi sadece çocuklarını kabul eden aileler için değil, aynı zamanda toplumun tüm kesimleri için önemli bir örnek teşkil etmektedir.

“Bu süreç bana ötekileştirilen başka grupları da anlama ve tanıma olanağı verdi. Daha önce çok fazla bilgi sahibi olmadığım engellilerin, Çingenelerin, Alevilerin, Kürtlerin ve kadınların yaşadıklarını daha iyi anlamam konusunda bana yardımcı oldu. Şimdi görüyorum ki önümüzdeki asıl engel dünyanın en büyük terör örgütüymüş. Bu örgüt, bildiğimiz silahlı terör örgütleri gibi değil. Bu örgüt “el alem” Hepimiz el aleme göre yaşamaya çalışıyoruz, el alem ne düşünür diye. Oysa “Ben ne düşünüyorum?” diye kendimizi sorgulamamız gerekir. Başkalarının ne düşündüğü değil, bizim kendimiz için seçtiğimiz yaşam tarzı ve birey olabilmemiz önemli. Bütün insanlığın acilen bu el alem terör örgütünden kurtulması gerekiyor.”

Kitabı Storytel’de dinlemek için: https://www.storytel.com/tr/tr/books/gökkuşağından-hikayeler-2004584

LGBTİ+’ların ailelerinden bakan Soylu’ya Ortak Açıklama

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun LGBTİ+’ları hedef gösteren açıklamasına dair aralarında LISTAG – LİSTAG – LGBTİ+ Aileleri ve Yakınları Derneği’nin de bulunduğu GALADER – Ankara Gökkuşağı Aileleri Derneği, Akdeniz Antalya Aileleri Grubu, Denizli LGBTİ+ Aileleri Grubu ve İzmir LGBTİ+ Aileleri Grubu’nun ortak açıklaması:

LGBTİ+’lar vardır, evlatlarımızın yanındayız!

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun “Türkiye Muhtarları Elele” projesi kapsamında yaptığı bir konuşmada “Mahallenizde hangi anne baba, LGBT’nin bu ülkede yayılması, gelişmesi için size başvuruyor? Bir anne baba ‘LGBT bu ülkede yayılsın’ Bizim çocuklarımız bu işlerle daha çok ilgilensin.’ diye bir tek kişi size başvurdu mu?” sorusunu dile getirdiğini medyada üzüntüyle okuduk.

Her şeyden önce “LGBT’nin yayılması” diye bir şeyin söz konusu olmadığını söylemek istiyoruz. LGBTİ+ olmak bir yaşam tarzı, bir tercih değil, LGBTİ+ olmak bir varoluştur. İnsanlık tarihi kadar eski, insanlık coğrafyası kadar da yaygındır. LGBTİ+’lar vardır, kimse bir başkasını LGBTİ+ olmaya ikna edemez. LGBTİ+’nın yayılması değil ancak kendini gizlemeyip daha fazla görünür olduğu söylenebilir.

LGBTİ+’ların elbette anneleri, babaları, amcaları, teyzeleri, kardeşleri, yeğenleri de var. LGBTİ+’lar bizim çocuklarımız, kardeşlerimiz, yeğenlerimiz, bizim evlatlarımızdır. Evlatlarımızı varoluşlarından ötürü dışlamıyor, aksine bağrımıza basıyoruz.

Biz LGBTİ+ aileleri, evlatlarımız sayesinde dünyanın siyah ve beyazdan oluşmadığını öğrendik ve de dünyayı kaplayan kocaman bir gökkuşağının altında, her renge yer olduğunu biliyoruz. Tüm ayrıştırmacı konuşmalara ve hedef göstermelere rağmen bizler, temel hak ve özgürlüklerine sahip olabilmeleri için evlatlarımızın yanında yer almaya, onları olanca gücümüzle desteklemeye devam edeceğiz çünkü çocuklarımız ne yalnız ne de yanlışlar.

LGBTİ+ hakları, insan haklarıdır. İnsan haklarına saygı duyan herkesi evlatlarımızın varoluşlarını yaşama mücadelesine katkı sunmaya davet ediyor, bir İçişleri Bakanı’nın ülkesinde yaşayan insanları hedef göstermediği ve her yurttaşına eşit yaklaştığı bir ülkeyi temenni ediyoruz.

GALADER – Ankara Gökkuşağı Aileleri Derneği
LISTAG – LGBTİ+ Aileleri ve Yakınları Derneği
Akdeniz Antalya Aileleri Grubu
Denizli LGBTİ+ Aileleri Grubu
İzmir LGBTİ+ Aileleri Grubu