LGBTİ Aileler Hepimizi Umutlu Olmaya Çağırıyor

Ğ2013’te, kötü biten bir ilişkinin ve annemle yaşadığım zorlu bir anlaşmazlığın ertesinde, karanlık bir sinemada Türkiye’deki LGBTİ bireylerin aileleri ile ilgili bir belgesel olan Benim Çocuğum’u izlemeye hazırlanıyordum. Film boyunca katıla katıla ağladım. Aileler acılarını, çaresizliklerini, kabullenme süreçlerini ve umutlarını o kadar dürüst ve içtenlikle anlatıyorlardı ki, kendi ruh halimden eser kalmadı. Bu insanlar bağ kurmaya, anlamaya ve anlatmaya odaklı, istatistikleri de siyaseti de aşan bir çalışma yürütüyorlardı. Sema Yakar, nam-ı diğer Sema Anne’yi o sinema perdesinde tanıdım.

Sema Anne, Benim Çocuğum’da hikayesini anlatan yedi ebeveynden biri. Kendisiyle belgeseli izledikten neredeyse iki sene sonra bir Homofobi ve Transfobi Karşıtlığı Günü kokteylinde tanıştım. Çekinerek ailelerin yanına gittiğimde, dünyamı açtıkları ve bana güç verdikleri için onlara teşekkür ettim. Hikayelerini anlatmak için gösterdikleri cesaretin ve Gezi protestolarının içimizde ateşlediği aktivizm ruhu ile bir grup gönüllüyle birlikte bir çeviri projesi olan LGBTI News Turkey çalışmasını başlatmıştık. Sema Anne yaptığımız bu çalışmayı çok sevdiğini ve bizimle gurur duyduğunu söyleyerek bana sarıldı.
Tekrarlanan genel seçimlerden bir gün sonra, Sema Anne ve aktivist Metehan Özkan ile Ekim’de yapacakları Amerika seyahatlerini konuşmak için buluştuk. Sema Anne’nin Human Rights Campaign (İnsan Hakları Kampanyası) ofisinde, elinde balonlarla bir fotoğrafını görmüştüm. Oğlu Boysan’ın da bir fotoğrafı vardı. Boysan -LGBTİ aktivisti, Şişli Belediye Başkanı danışmanı, ilham kaynağı, bir oğul, bir sevgili arkadaş- Eylül ayında bir trafik kazasında hayatını kaybetmişti. Ondan söz ederken sürekli gözlerimiz doluyor. Hayat devam ettiği ve şu anda planlarımızı konuştuğumuz için suçluluk duyuyorum. Fakat, hayatının en zor dönüm noktalarından birinde olan bu cesur kadın bana LİSTAG (LGBTİ Bireyleri ve Aileleri Derneği) ile ilgili hayallerini anlatıyor.
“LİSTAG, başka bir ailenin var olabileceğini gösteriyor”
LİSTAG, 2008’den beri gey veya trans çocuklarını anlamak ve yardım etmek isteyen ailelere bilgi ve rehberlik desteği veriyor. Her ay, uzman psikologlar neredeyse 40’a ulaşan aileyle grup toplantıları yapıyorlar. Toplumun farklı kesimlerinden -inançlı, laik, genç, yaşlı- ebeveyn veya aile bireyi bu toplantılarda dertleşiyorlar. Gönüllü 20 aileden oluşan çekirdek bir grup, her Cumartesi günü aktivitelerini planlamak, deneyim paylaşmak ve yeni ebeveynlerle tanışmak üzere buluşuyor. Ayda bir kere, çocuklu aile yemeği düzenliyor ve var olmak için güvenli, yargısız alanlar yaratıyorlar. Bu özel grup, Metehan’ın aileler ile destek ve dayanışma grubu kurmak üzerine olan doktora tezinin ve Sema Anne ile tesadüfi tanışmasının bir ürünü. Sema Anne 2006’da takma bir adla Radikal gazetesinde bir köşe yazısı yazmış, LGBTİ çocuklarının annelerini çocukları için bu toplantılara gelmelerini, önyargılarını kırmaya, kendilerini eğitmeye çağırmıştı. Benim Çocuğum bu çağrının bir devamı.
Bu sosyalleşmenin hayati önemi var. Çocuklarının cinsel yönelimini veya cinsiyet kimliklerini öğrendiklerinde aileler büyük bir duygu karmaşasına giriyorlar- korku, kendini suçlama, utanç, yalnızlık, şaşkınlık, ne tapacağını bilememe … Muhafazakar Türkiye’de lezbiyen, gey, biseksüel, trans, interseks olmak elbette hiç kolay değil. LGBTİ bireyler nefret suçlarının, namus cinayetlerinin ve hayatın her alanında ayrımcılığın kurbanı oluyorlar. Başka ailelerin de benzer süreçlerden geçtiklerini bilmek ve çocuklarını kabul etmiş olduklarını görmek en umut verici şeylerden biri.
LGBTİ çocukları “düzeltmek” veya reddetmektense, Sema Anne “LİSTAG başka bir ailenin mümkün olabileceğini göstermenin en güzel örneği” diyor. Bu yüzden LİSTAG ebeveynleri, her bir LGBTİ’nin annesi ve babası kabul ediliyorlar; hepsi koşulsuz sevginin neye benzediğinin ilham verici örneklerini oluşturuyorlar. Sema Anne ve Metehan LİSTAG’ı nasıl sürdürülebilir bir hale getirebilecekleri üzerinde kafa yoruyor, LİSTAG’ı kurumsal bir yapıya nasıl kavuşturabileceklerini planlıyorlar. Amerika ziyaretleri LİSTAG için bir gelecek düşlemelerini, Türkiye’de LGBTİ bireylerin önceliklerini kelimelere dökmelerini sağladı ve Türkiye’ye yepyeni bir enerji ile döndüler.
“Zaten zamanımız da yok, ihtiyaçların çok olduğu bir alanda çalışıyoruz.”
Sema Anne ve Metehan, Tennessee’de bir PFLAG konferansına davet edilmişlerdi. PFLAG Amerika’nın LGBTİ bireyler için en büyük ebeveyn, aile, dost ve müttefik örgütü. Sema Anne ve oğlu Boysan’ın çalışmalarını duymuşlar ve irtibata geçmişlerdi. Metehan, Türkiye ve Amerika toplumlarının aileyi merkeze koymaları konusunda ne kadar benzeştiklerini anlatıyor. Konuştukları aileler, onlara benzeyen bir aile grubunun Türkiye’de var olmasına şaşırmış ve PFLAG’in deneyimlerinin LİSTAG üzerindeki etkisini görmekten gurur duymuşlar. Her iki ülkedeki ailelerin benzer zorluklarla baş ediyor olması yalnız olmadıklarını göstermiş ve birlikte çalışma kararı almalarını sağlamış.
İki yılda bir düzenlenen PFLAG konferansında öğrendiklerini anlatırken her ikisinin de gözleri parlıyor. Katılımcılardan gelecek iki sene için vizyonlarını düşünmeleri istenmiş. İhtiyaçların çok olduğu bir alanda çalıştıklarını, kısa zaman içinde daha fazla proje üretmek, eğitim vermek ve destek gruplarını büyütmeyi amaçladıklarını söyleyen Sema Anne katıldıkları atölyelerin onlara hedeflerine ulaşabileceklerini gösterdiği için çok mutlu. Metehan, İstanbul, İzmir ve Ankara’da uyguladıkları LİSTAG modelini başka bölgesel merkezlere de taşımak istediklerini söylüyor. Karadeniz’de Samsun’a, Akdeniz’de Mersin veya Antalya’ya, Güneydoğu’da Diyarbakır veya G.Antep’e LİSTAG’ı götürmek, projenin ikinci ayağını oluşturuyor. Böylece bölgesel ağlarla LİSTAG aileleri ve uzman psikologlar Türkiye’de daha çok aileye ulaşabilecek. İki sene içinde bu grupları bir şemsiye örgüt altında birleştirmeyi amaçlıyorlar. “Yasaları değiştirmek için baskı oluşturacak ve LGBTİ hakları üzerinde çalışan örgütlere destek verecek bir lobi grubu olmak istiyoruz Ankara’da” diyor Metehan. Gelecek hayalleri, Türkiye’nin her bir yöresindeki ebeveynlerin yaratacağı manevi gücü arkalarına alarak LGBTİ bireyler için kapsayıcı politikalar üretmek.
“Gelecek Pride-Onur Yürüyüşümüzün önemini vurguladık”
Metehan ve Sema Anne Türkiye’de gelecekte nelerin yapılabileceği üzerinde düşünmenin ve planlamanın yanı sıra, Amerika’daki sivil toplum kuruluşları ve ABD yönetiminden yetkililerle buluşma ve Türkiye’de LGBTİ bireylerin ve ailelerinin durumunu anlatma fırsatı buldular. Türkiye dünyaya LGBTİ hakları ile ilgili çelişkili mesajlar veriyor. Bu sene Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç Birleşmiş Milletler’de “LGBTİ bireylere yönelik özel bir düzenlemenin olmamasının, kanun önünde eşit olmadıkları, haklarının garanti altına alınmadığı anlamına gelmez” demişti. Oysa Haziran seçimlerinden önce AKP, HDP’nin eşcinsel milletvekili adayını kampanya malzemesi haline getirmişti. AKP’nin milletvekili adayları ve hükumete yakın medya LGBTİ varoluşunu bir sapkınlık, Türk aile ve toplum yapısına zararlı bir unsur olarak işlemişti. Haziran ayında ise tarihinde ilk defa 13. İstanbul Onur Yürüyüşü İstanbul Valiliği tarafından yasaklandı ve polis binlerce kişiyi biber gazı ve tazyikli su ile dağıttı. Sema Anne’nin oğlu Boysan yürüyüş izni için ön saflarda çalışmıştı. ABD, İngiltere ve Avrupa ülkelerinden konsoloslarla birlikte Sema Anne ve LGBTİ bireylerle aileleri de yürüyüş için oradaydılar.
Metehan ve Sema Anne, LGBTİ hakları alanında çalışmanın getirdiği deneyim birikimi hafızası ve açık yürekleriyle Washington, DC’ye gittiler. Boysan’ın Mayıs ayında çalıştığı LGBTİ haklarında öncü olan Human Rights Campaign (İnsan Hakları Kampanyası) ve Victory Fund (Zafer Fonu) ofislerini ziyaret ettiler. Amerika’da LGBTİ haklarının kazanılmasına destek vermiş olan Human Rights First (Önce İnsan Hakları), Open Society Institute Foundation (Açık Toplum Vakfı), National Democratic Institute for International Affairs (Uluslararası İlişkiler için Ulusal Demokrasi Enstitüsü) ve Center for American Progress (Amerika Gelişim Merkezi) kuruluşları ile görüştüler. İkili ayrıca yönetim merkezi Capitol Hill (Başkent Tepesi)’nde bir insan hakları brifingine katıldı, ABD Kongresi’nin LGBTİ Eşitlik Kurulu ve Obama Yönetimi’nin yetkilileri ile tanıştı. Bu yetkililer arasında LGBTİ Bireylerin İnsan Hakları Özel Temsilcisi Randy Berry de vardı. Sema Anne bu ziyaretlerin üzerindeki etkisini özetliyor: “Boysan’ın kaybından sonraki sürecimde bu Amerika ziyareti bana çok yardımcı oldu. Mücadele alanına daha hızlı geri dönmemi sağladı. Zaten geri dönmeyi istiyordum fakat şimdi daha çok şey yapabilirim inancına sahibim.”
Metehan ve Sema Anne STK ve ABD yönetimi yetkililerinin Haziran 2016 İstanbul Onur Yürüyüşü’nü dikkatle takip etmelerini istediler. “Önümüzdeki Pride-Onur Yürüyüşü’nün ne kadar önemli olduğunu vurguladık” diyor Metehan. Onur Yürüyüşü’nün yapılabilmesi sadece Türkiye’nin LGBTİ bireyleri için değil, ayrıca global LGBTİ hareketi için de önemlidir çünkü İstanbul Onur Yürüyüşü tüm bölgedeki LGBTİ bireylerin açıkça var olabilecekleri bir gün ve bir alanın var olduğu anlamına geliyor. Ayrıca Onur Yürüyüşü Türkiye’de başka alanlardaki haklar için de bir semboldür. Yasaklanmasından önce AKP Onur Yürüyüşü’nü bir saygı ve hoşgörü örneği olarak seçim bildirgesine taşımış, “AK Parti’nin kimsenin yaşam tarzına müdahale etme gibi bir niyeti asla olmadı, asla da olmayacak” demişti. Onur Yürüyüşü’nün engellenmesi üzerine Birleşmiş Milletler, Avrupa Konseyi, ABD ve başkaları Türkiye’de toplanma ve ifade özgürlükleri ve LGBTİ bireylerin güvenliği ile ilgili kaygılarını belirten açıklamalarda bulunmuşlardı. Metehan ve Sema Anne İstanbul Onur Yürüyüşü 2016’nın gerçekleşmesinin Türkiye’nin menfaatine hizmet edeceğine inanıyorlar.
“Bundan sonra da kapalı kapıları çalmaya devam edeceğiz”
Uluslararası sivil toplum kuruluşları ve LGBTİ dostu ülkeler ile görüşmeler yürütmek, Türkiye’nin de yararına olacak küresel LGBTİ hareketi için ittifaklar kurmak için çok yararlı. Fakat esas çalışma alanı Türkiye’dedir ve eşit haklar için lobi faaliyetlerini yürüten LGBTİ dernekleri arasında politikalar üretecek iletişim faaliyetlerini yürütmektir. Ailelerin bu harekete getirdiği çok önemli bir değer var: yürekten gelen bir aktivizm. Taraflar hangi siyasi veya sosyal aidiyetten olurlarsa olsunlar, bir anne veya babanın kabullenme ve sevgi ile bağrına basma deneyiminin hikayesi bir çok kapıyı açabiliyor. “Bundan sonra yine kapalı kapıları çalacağız, devam edeceğiz”, diyor Sema Anne.
Seçimlerden sonra sosyal medya ülkeden ayrılma planları yapanlar ile çalkalanırken AKP’ye oy vermemiş insanlar öfke, korku ve dışlanmışlık içindeydiler. Fakat, daha birkaç hafta önce oğlunu kaybetmiş, yumuşacık konuşan bu kadın, “umutlu olmalıyız” diyor. “Bu çalışma alanını kimse elimizden almadı” diyor Metehan ve “şu an bu annelerin yardımına muhtaç bir sürü anne var” diye ekliyor.
İçim umutla doluyor.

Zeynep Bilginsoy

http://lgbtinewsturkey.com/2015/11/16/families-of-lgbts-in-turkey-dare-to-hope/